::: 13 Ağustos 2008'de MERHABA dedin dünya’ya CENNET KOKULU bebeğim :::

Senin ile ilgili ne varsa burada...

Ayrıntıları ve dahası annenin günlüğünde tabii !!!

Bu sitede resimler-videolar-yazılar ve yorumlar bulacaksınız...

DEĞERLİ YORUMLARINIZI BEKLİYORUZ.

İYİ SEYİRLER =)


kızım hasta etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kızım hasta etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Ekim 2010 Çarşamba

Yine Hastalık / LOKOSİT



HAFTASONU ÇOK GÜZEL GEÇMİŞTİ OYSA :(
Cuma günü akşamından yaptık, Cumartesi günü kuzenimin düğün hazırlıklarını.
!!!
Düğüne giderken, öğlen uykusu uyumadığı için yolda uyudu, ben salondayken, uyanmasın diye fedâkar babası arabada başında bekledi uyanana kadar ! Baktım gelmiyorlar, yanlarına gittim ve uyandı (annesiz olmaz tabi)
Eşim de, uyanınca yemek yemesi gerektiğinden, yanıbaşımızdaki kebapçıdan yemek ısmarladı bize, beyaz pantolonuma bir güzel damlatarak yedik Ece'yle dürümlerimizi :)
...
Salona girdik, malum Karadeniz'li olunca kemençesiz olmuyor,eşim ile bir güzel döktürdük
(yine yaptın havanı diyecek ama, Trakyalı olmasına rağmen, horon'u öğrettim, bizim uşaklardan güzel oynuyor daaa  =)
Ece'de bir an durmadan koşturdu yeğenlerimle.Gayet havası yerindeydi Maşallah !
....
Pazar günü de (başka kuzenimin 10 Ekim'de düğünü var), çeyiz olayları için Beylikdüzü'ndeki eve gittik ...
Gelin evi - yerleşim - yemek derken, orda da şaklabanlıkları bitmedi ... Küçük hala'ya geçtik akşam üzeri.Eniştemiz gemilerden dönmüştü.Yemek yedik - Ece hiç oturmadı orda da. Kuzenleri ile atladı zıpladı - süründü oynadı...
SONUNDA NAZAR DEĞDİ :(
...
Pazartesi işe gideceğim için, annem bana getirin Ece'yi dedi.Orda kalmaya alıştı çok şükür artık ağlamıyor.
Sabah saat 07:00 aradı :
"Ece'nin geceden itibaren çok ateşi var ilaç getir, ben düşürmeye çalıştım, sizi de telaşlandırmayayım dedim ama düşmüyor" demesiyle nasıl çıktım evden bilmiyorum !!!



Pazartesi, gün boyu ateş düşürücülerle idare etmiş ama iş çıkışı annem yine Ece'nin kötü olduğunu söyleyince alel acele Medicana'ya gittik, en yakın hastane diye !!!
Kayıttı - Tahlildi - tetkiklerdi derken, doktorun söylediği,
"Bol lokosit var ve yatış işlemi yaptırmanız gerekiyor,
serum takılacak,iğne yapılacak - tehlikeli".
Neye uğradığımı şaşırdım - hatta şaşırdık ma'aile !
...
Bu yaşa kadar çok hastalık geçirdi ama çok şükür hastanede kalması gerekmemişti.
Ne kadar doktor tanıdık varsa aradım hemen, O'nların da tavsiyesiyle özel hastaneden çıkıp,
Avcılar Devlet'e gittik.Tahlil sonucuna göre Bakırköy Devlet Hastanesi - Çocuk bölümüne gönderdiler.
...
Yatıracaklar herhalde diye eve uğrayıp, apar topar pijama - oyuncak vs.. alıp çıktık yola.
Biraz sıra bekledikten sonra, girdik muayene için acil odasına.
Doktora durumu anlattığımda güldü ve yaptığı açıklama şuydu :
" Bol lokosit her an bizim vücudumuzda da olabiliyor, kist gibi bir kütledir bu.İçilen sudan, tuvaletin yapıldığı yerin hijyeninden, çeşme sularından olabilir. İshal gibi yollarla vücuttan atılabilir.İlaç takviyesi de gerekir.Fakat bu çocuk olduğundan, ateş yapmış olması normaldir, mikrop çünkü, yatmasına gerek yok, ilaç yazalım, 7 gün takip edin, ateşte düşme, ishalde azalma oluyorsa ve kusma yoksa geçiyor demektir.Bu tahlille, ilaçların bitiminde gelirsiniz, tekrar tetkik yapar sonuçlandırırız.Ama ishal gün içinde 8'den fazlaysa - ateş ve kusma da oluyorsa hiç beklemeyin gelin !!! " dedi.
....
Nasıl yüreğime su serpildi anlatamam.Mükemmel bitirdiğimiz haftayı, Medicana'nın abartısıyla hüsrana uğratmak saçmalığından kurtulduk ... Kaldı ki iki tane test ve kayıt ödemesi sadece 150 tl verdik, yatış yapsak 400 tl daha verecektik ve gereksiz yere kızımın kolları delinecekti !!!
...
Salı günü işe gitmedim, yapışık ikiz gibi gezdik evde.Hastalığında düşkünlüğü artıyor.Anne su ver dediğinde anne getirmezse susmuyor meselâ!
Şuruplarını, ara ara oyunla - ara ara zorla içirttim.
İki gece üst üste uyumayınca, dün gece 23:00 'te artık dayanamadım, eşim sağolsun uyutmuş - yatırmış.Saat 03:00'te şuruplarını vermek için kalktım, bir daha da yatmadım zaten ...

Çok şükür bugün ateşte düşme var, ishal de günde 3 kez falan.
İlaç içmekten nefret ediyor.Biz ilaç içerken hemen öksürüp yanımıza gelir
" Öhüü öhööö ! Anne ben haşta oydum.Bana ilaç ber" der, tamam deyip, şurup'u çıkarttığımda da
" Geçti" der kaçar !!!
Şuanda da aynı, "Kızım sen çok mu hasta oldun" diyorum,
"Hayır anne hasta diilim ben" diyor, ilaç var ya içmesi gereken 4 şişe :)
...
Neyse ki Rabbim yüzümüzü güldürdü, bu iki günü de atlattık sıkıntılı ama ferâha çıkarak.İnşallah haftaya salı gününe birşeyi kalmaz, tahlillerimiz de sorunsuz çıkar ! Rabbim Büyük ! 


!!! Pazar gününden !!!
(Burda güya almış benim telefonumu eline, babasıyla konuşuyor =)


!!! Cumartesi Gününden !!!
Masum Kedi Rolü'nde =)
!!! Rabbim herkesin evladını sağlıklı - sıhhatli - ömürlü etsin İNŞALLAH !!!

7 Nisan 2010 Çarşamba

Kızım Hasta ... Vee !!!


Resimdeki yüzden de anlaşılacağı üzere; kızımın ateşi var(dı) !
--- Veee ... Annesi - babası da hasta.Aşırı salgın var demek ki; biz ailecek kaptık şifamızı ---
Malesef , dişler hala bitmedi.
Kızım'a; " Neyin var bi'tanem? " dediğimde - dişlerini gösteriyor =)
...
Sanırım ağrı yaptığından dolayı, 4 gündür ılık yoğurt yiyor ve meyve suyu içiyor.
(aslında soğuk soğuk istiyor ama zaten hasta diye ılıştırıyoum hemen)
En sevdiği Trabzon çeçil peynirine bile "Ayyy" dedi bugün, annemle şaşırdık kaldık =P
...
Ateş-kusma bitti ama, iştah yok, keyif yok, çıplak gezmek veya kendi giyinmek istiyor'
Vs... Vs...Vs...


Öncelikle EL'e dikkat =)
!!!

Bu aralar başka bir takıntımız da bu.Elini oraya koyup,tv izliyor, dişlerini fırçalıyor.
Hatta, halıya uzanıp, resim yaparken de elini oraya koyup,, iştahla resim yapıyor.
Ama, ama, ama O ÇOK TATLI =)
...
Anne: " Sen benim neyimsin?"
Ece   : "Böce" :)
...Uğur böceğimsin diyorum da :) ...

11 Şubat 2010 Perşembe

Demiştim ya, dün Kadıköy'deydim.Göztepe'deki kampüsündeydim okuduğum üniversitenin...
Dün Ece'de benimleydi.Bugün biraz hasta olduğu için, anneannesiyle evde kaldılar.
Gezmek demeyelim ama, işlerim bu ara yoğun.Cuma gününden sonra daha da yoğun
Sonu hayır olur inşallah, pek ümidim yok ama inadım çok (ayrıntısı sonra) :)



 


Sultanahmet :)
Ne güzel an'lar yaşamışım.Eskileri yad ettim diyebilirim.Gençlik gibisi yok gerçekten!
Ne günlerdi bea !?!
Lise'de işim olduğu için, bugün Cağaloğlu'ndaydım.
Fotoğraflar, okulumun bahçesinden ve Sokakların güzelliğinden ...
Eve geldiğimde kızımın "ANNEEEE" diyerek bana sarılmasının ardından,
Yeni Nescafe Cappucino (takıntım oldu,enfes tadı var) eşliğinde Caillou seyrettik =)
Posted by Picasa


Bu arada kızım, 6 dişi bir kerede çıkartıyor.
Uyku - yemek 3 haftadır yok ikimizde de!
Az evvel gece uykusuna yatırayım dedim.
1 biberon bebe bisküvili süt içti ve komple çıkarttı üzerime =(

Ağrı kesici de fayda etmiyor desem yeridir.
İnatçılık da, ayrı bir boyutta.Herşeye HAYIR diyor, kendisini yerlere atıyor vs...
Geçer inşallah.Sonuçta diş.Rabbim dermansız dert vermesin !!!

7 Kasım 2009 Cumartesi

Bu Hafta Geçti Mi ?

Aslında haftaya böyle başlamıştık :(
Gayet neşeliydi kuzum, her saniyesi koşturmakla ve gülüşmelerle doluydu !
Ne olduysa 1-7 Kasım'09 tarihleri arasında oldu...
Kasım ayı pekte uğurlu gelmedi anlayacağınız !!!...
Hafta başında başlamıştı rahatsızlığı kızımın ama hafta sonuna doğru çok kötü oldu !
İki dişi birden çıkarttığını farkettim kızımın.
Dişlerin uçları belirginleşmişti, damaklar da gayet şiş durumdaydı
ama çıkan dişler "köpek ve azı" denilen dişler olunca;
ağrı ve ateşlenme olağanlaştı.Hala geçmiş değiller !
*
Daha önce de
bu postta, bu resmi eklemiştim.O kadar kötüydü ki hali,
bir an Allah Korusun, kaybediyorum zannettim, düşünün o kadar kötü :(
Günlüğümü bir okusanız zaten, bu sitede yazanlar ne ki !!!
*
Allah kahretsin ki; tv'lerde yayınlanan, her saniye beynimizi kemiren Domuz Gribi haberi beni en fazla endişelendiren oldu.Baktım ki ateş düşmüyor,
İshal yok ama sürekli mide bulantısı - öğürme var, ağzında balgam
ve salya birikintisi de var!
*
Aklıma gelmiyor ki o an stresten;
aslında her diş çıkartırken ola(N)cak - olağan şeylerden bunlar !!!
*
Ateşi 39'un altına çok fazla düşmeyince tekrar doktora gitme kararı aldım.
Eşim henüz eve gelmemişti, arayıp
"Ben acil'e gidiyorum" dediğimde - kendisi 30 dakikalık mesafedeydi,
telefonu kapattıktan 5-7 dakika sonra falan kapıdaydı !
.
Bu defa özel hastaneye gitmek istemedim, bizi dinlemediklerini düşündüm
ve kapsamlı devlet hastanesine gitme kararı aldık.
Salgın var ya hani,
hani her düşmeyen ateş o "andır grip" belirtisi ya;
Tahliller yaptırırız dedim kendi kendime ...
.
Önce Avcılar Murat Kölük Devlet Hastanesine gittik.
Nereden baksanız 100 tane hasta vardı içeride ve hepsi yetişkin,
gayette HASTA'lardı yani.Küçücük çocuğun orada sıra beklemesine göz yummak istemedik ama ne olur ne olmaz diyip; yine de sıra numarası aldık,
(aralarında hasta yakınları da vardır diye düşünerekten)
.
Bu arada Ece susmuyor tabii ki, eli kulaklarında, yanağında, çenesinde
ve sürekli bağırıyor, ateş deseniz o biçim yüksek !
*
"Yok"; dedi eşim, "gidelim özel hastane'ye hadi".
Olmaz dedik (annem de yanımızda), özel hastanelerde bu saatte ilgi alaka olmuyor, kaldı ki gündüz de olmuyor gördük yani !
(Bir daha gitmeyi düşünmediğim -doğumdan itibaren- doktorumuz
AVCILAR HOSPİTAL'de "FEYZULLAH YESEVİ"
- Medicana'ya da daha önce gitmiştik aynıydılar -Ya biz doktorlardan anlamıyoruz, ya da gerçekten iyi değiller )
*
Aklımıza Yenimahalle Doğum - Çocuk Hastanesi geldi.
Hemen oraya gittik ki ne görelim ! Herkes mi hasta olur yahu.
Ama O'nlar da haklı, öksüren çocuğu hastaneye getirmişler,
SALGIN var ya - hepimiz DOMUZ GRİBİ olduk ya ! Tövbe yaa !
.
Neyse, biz gittiğimizde sıra numarası -108-'di,
benim aldığım numara ise; -192-
!!! Aynen öyle yuhhh !!!
.
Eşim hala tekrarlıyor, boşverin, gidelim! Ve biz hala ısrarlıyız.
Nedense; tüm tahlillerin yapılması lazım
ve en iyi devlet hastanelerinde olur bu işler diye !...
.
Bu arada Göksel büyük ablasını aramış.
Biz hastanenin bahçesinde beklerken, kapıda Mustafa'yı görünce şok oldum.
Düşüncem; "Onlar kimi getirdi acaba" diye.
Aramadık ya. aklıma da gelmiyor eşimin arayacağı !
.
Hala bekliyoruz, bu arada hastaneye geleli 2 saat olacak / sıra -140-larda /
Dışarıda hasta yakınları telefon görüşmesi yapıyorlar, Lösemili çocuklar camlardan dışarıyı izliyor, Ece'den durumu daha da kötü olanlar var.. vs..vs..
.
Aklımıza Vakıf Gureba Hastanesi geldi.Daha doğrusu ablam söyledi.
Küçük görümcem'in eltisi de orada hemşire(Birsen).
Nasıl da denk geldiyse; Allah işte yardım ediyor bir şekilde,
Birsen abla o gece nöbetçiymiş hastanede !
Allah Razı olsun, her zaman aramız iyidir kendisiyle,
O benim tanıdığım ELTİ'likten ziyade, arkadaşlarımdan da öte bende !
"-"
Bu arada, bukadar oyalanacağımız aklıma gelmediğinden,
yanıma ateş düşürücü almayı akıl etmedim.Hastaneye gidiyoruz ya ne biliym!
Bunun fırçasını da yedim çok şükür Birsen'den :) Artık unutmam!
Ben ilacı verdim, çıktık evden ...
"-"
Birsen hemen ateşini ölçtü Ece'nin.O an ateşi 39.7'ydi :(
Komple soyduk üzerini (ince giydirmiştim zaten)
Çocuk doktorunu aradı ve çocuk katına çıktık.Oradaki doktorlar da sağolsunlar
gerçekten ilgililerdi (ki bunda Birsen'in payı %100) !
*
Paranox fitille başladı tedavi,
yaklaşık 1 saat sonra kan alındı kolundaki damardan .!.
O acıyla çığlık çığlığa ağlarken,
bir avuç kadar balgam kustu, elimizle çektik resmen ağzından balgamı .
Daha sonra idrar tahlili için torba takıldı
ve akciğer filmi için röntgen bölümüne gittik !
.
Süregelen zamanda, Ece halen hiçbirşey yemedi ve hatta emziremedim bile
En sevdiği yemekleri bile eliyle itti hep. Nazar Oldu Çocuğum!!!
.
Tüm tahliller yapılmıştı ve yine 1 saat kadar sonuç bekledik.
Eşim kek-bisküvi-süt- su falan aldı.Ece çeyrek bile sayılmayacak kadar kek yedi ve iki yudum süt içti! Saat 00:15 civarıydı, tahlil sonuçları çıktı !
*
Hamd olsun ki hiçbirşey yoktu kızımın vücudunda.Korktuğumuz başımıza gelmedi yani açıkçası.Tahlilleri de röntgeni de çok iyiydi Allah'a şükür !
Ateşi de düşmeye başlamıştı çok şükür !!!
"4 saatte bir - günde 6 defa dönüşümlü olarak;
ateş düşürücü fitil ve Calpol şurup vermem gerektiği
kesinlikle ANTİBİYOTİK vermemem, vücuda zararları olduğu için, hemen antibiyotiğe sarılmamam gerektiği
önerisini de aldıktan sonra evimize geldik !
Hastane kokusu beni her zaman tiksindirmiştir.
En son 1 hafta kadar kayınvalidemin yanında refakatçı kaldıktan sonra,
daha da bir iğrenir oldum hastanelerden.
Dolayısıyla eve gelir gelmez,
manto'larımıza kadar, üzerimizdeki herşeyi yıkamak üzere biriktirdim.
*
Ece arabada uyumuştu.
Geldiğimde mama yaptım yemedi, süt ısıttım içmedi, uykusunda calpol verdim, bağırarak uyandı (ama mecburdum), su verdim çok az içti.
O'nun da üzerindekileri komple çıkarttım, vücudunu iyice dezenfekte edip, ayağımda salladım.Tabii ki uyumadı !
Sabah'a yakın Tv'yi gösterdi,
Caillou hastası olarak, hasta kızımı tv karşısına koydum
Gözlerden de bellidir, hem hasta hem uykulu hem de ağlamaktan şiş haldeler !

Oynayan bebeğini de bu aralar hiç bırakmıyor.Adı FISTIK oldu bebeğin !
Onu da koynuna koydu ve çizgi film izledi bir müddet !
Ben de; fırsattan istifade çamaşırlarımızı yıkadım, evi toparladım.
Sanki evde hastane kokuyor gibiydi, Ece'ye battaniye örtüp, tüm evi havalandırdım !
.
Saat 16:00 'ya kadar yine uyumadı, gözleri kapanıyor ama ağrısından uyumak istemedi.Bu saate kadar yine birşey yemedi, ilaç vereceğim için yemesi gerekiyor diye zorladım kustu, ilaçta içmedi, kustu - tükürdü- eliyle itti -döktü !
*
Rabbim'e Şükür olsun ki, bu krizi de atlattık.Diş ağrısı dışında pek birşeyi kalmadı gibi. O kadar korku yaşadım ki; Sürekli ağlayıp, gözünü bile açamadan uyuklar hallerini görünce !
Bende zaten Panik Atak var.Tedavi gördüm ama tam geçemedi.
Yani birisi hastayım dese, hemen telaşa kapılıyorum.En ufak şeylerde fazla abartıyorum.Çok sevdiğim yakınlarımı aramaya korkuyorum bazen.Çünkü en kötü ihtimalleri düşünür oldum! Paranoya derecesine döndüm artık.
Hele ki Ece doğduktan sonra daha kötüyüm ! En ufak şeylere ağlar oldum.
Muhabbet sırasında bile gözüm doluyor hemen.Fena durumdayım yani.
Allah aksilik vermesin başımıza (AMİN)
*
Dün gece yine çok ağladı yavrum, 4 gecedir kızım da ben de uyku uyumadık.
O yemek yemeyince daha da kötü oluyorum.Alışık değilim bir kere.

Ben de su dahi içemiyorum, moralim sıfır!
Zaten yemek, tek başıma pek de sevdiğim birşey değildir, dolayısıyla aramıyorum da !
*
Bu pozlar da gece yarısından sonra, biraz ilaç etkisiyle ayakta durmaya çalıştığı karelerden !!!
*
Allah aşkına maşallah deyin, artık resim-video koymasam mı diye düşünmüyor da değilim, hatta
bloğa yazı yazmayı bile sonlandırabilirim bu sebepten dolayı.
Kaldı ki herkesin çocuğu var ve herkes çocuğunun iyi - mutlu - sağlıklı olmasını ister değil mi ?! Ben de "O Annelerdenim İşte" ! N'apıym !
*
Kızımı bu videodan sonra kesin baleye vereceğim.
İyileşsin de planlarımız çok !
Allah kimsenin evladını, ailesinden ayırmasın inşallah !
Ellerini avuçlarımızdan ayırmasın Rabbim !!!

5 Kasım 2009 Perşembe

::: Enfeksiyon Geçiriyoruz :::

Bakışlarından da anlaşılacağı gibi
ECE NUR hasta :(
.
Dün gece hiç uyumadık !
Ateş 38.5'in altına düşmedi malesef.
Sabah bir ara ölçtüğümde 37.7'ydi ama yetmedi bana tabii ki.
.
Sabaha kadar, ılık sulu bezlerle kompres yaptım vücuduna komple,
ateş düşürücü şurup ve fitillerle sabah ettim geceyi
sabah uyanır uyanmaz ılık duş aldırdım, çok kalın olmayan kıyafetler giydirdim, kalorifer yanıyor zaten geceden, Ufo'da baş ucumuzda.
.
Ama ateş düşmeyince doktorumuzu aradım hemen ve muayenesine gittik!
Eşimle beraber koridorlarda koşturmayı da bırakamadı hasta olmasına rağmen sayın cüce :)
.
Her zamanki gibi Boğaz Enfeksiyonu'ymuş.
Ne bitmek bilmez enfeksiyonmuş,
2 ay geçmiyor ki boğazda kızarıklık - ateş - öksürük başlıyor !!!
Ama psikolojik dengemizi bozdu medya !
Her ateşlenmeyi Domuz Gribi sanar olduk Türkiye'cek =)
.
Neyse ki Allah'ıma hamd olsun, önemli bir durumu yokmuş kızımın.
Her zamanki "üşütme" tabirli hastalıklardan atlatıyor.
Bu da geçer n'apalım.Ben de böyle büyümüşüm.O da büyüyecek Değil Mi?

24 Eylül 2009 Perşembe

Kırıklık Var Yine :::

Sabah kargo geldi Balıkesirden !
Lise arkadaşım Bahar'ın düğün davetiyesi
(dolap süsümüz oldu - magnetli)...
Bakalım, kısmet olursa düşünüyorum =)

Dolayısı ile hemen çıktım alışverişe ...
Öncelikle Ece Nur'a mont alınmıştı,
ama istediğim gibi yağmurluk bulamamıştım.
Bugün buldum =)

.
Ece Nur'un burun akıntısı - aksırığı - tıksırığı olduğundan,
Doktorumuz Atilla Bey'e uğradık !
Kullandığım ilaçları saydım hemen
(hastalık başladığını anladığım andan itibaren)
bana " çok bilinçli bir annesiniz " övgüsünde bulundu sağolsun =)
" Aynı ilaçlara devam edelim,
birisinden grip kapmış - başlangıçta henüz , geçer " dedi !!!
.
Alışverişime devam ettim ben de (bu arada Ece uyudu ) !...
Kendime bir elbise, (gömlek ilaveten)
gri - gayet topuklu bir ayakkabı
(nasıl yürürüm bilemiyorum ama moda işte)
ve
zincirli - gri - ufak bir çanta aldım ...
Kombin olayı =)
.
Akşam için de
balık ve salata malzemesi ...
Annemleri de çağırdım afiyetle yedik .
Mmmm ... İstavrit - süperdi =)

.

Dinlenmek amaçlı park'a uğradım,
hani azıcık bank'ta otururum diye ...
Nerdeeee !...
Bana oturmayı öğretmişler de ,
ben hala kızıma aşılıyamadım =)
Ne dinlendim ama =)
Bütün park'ı talan etti ...
Çocuklar kaydı - o peşlerinden bağırdı
"Burası benim, gelmeyin bir daha" dercesine =)

Sonrasında evimize gelebildik - (Bir iki yere daha uğrayıp )...
Kısacası güzel ama yorucu bir gün daha geçti gitti ömrümden !!!

1 Haziran 2009 Pazartesi

...! YETTİ ARTIK !....

O kadar bunaldım ki artık bu İLLET'ten ...
Gün geçmiyor ki Ece Nur ateşlenmesin !!!
Bu şişeleri sıra sıra dizmekten bunaldım artık.İki ayda bir başucunda gece yarılarına kadar bekleyip,elimde ateş ölçer-sirkeli ılık sulu bezler'le "düştü mü ateşi" kontrolleri :(
Mutsuzluğum kızımın başucunda sabahlara kadar beklemem değil tabii ki !
Herşeye rağmen (!)
ateşinin "39"un altına düşmemesi ve yanıbaşımda - elimin altında inim inim inlemesi :(
Gücüme gidiyor artık !!!

O kadar yüreğimi yakan bir hale geliyor ki ;
Bir gün öncesinde gülüp - oynayan,
hayatıma anlam katan
tüm yarım yamalak cümleleri kurmaya çalışan bebeğim;
şimdi öyle masum ve sessizce yatıyor !...
Sürekli uykulu ama; kıvranmaktan -ateş alev yanmaktan-ilaçların verdiği buğudan
uykularının tadını alamayacak kadar zor durumda !...
Olmuyor mu bunlarsız ! Bunlar değil mi aslında iki ay geçmeden hasta olmasına sebep !?!
Hepsi ayrı bir virüs, hepsi ayrı birer işkence elemanı kızıma ve tabii ki bana !
Lanet olsun ya !
O kadar özenerek büyütmeye çalışıyorum ki kızımı,nerede yanlışım var kestiremiyorum ?

Doktorumuza kalsa;
herşey çok normal ! Kilosu-boyu-hareketleri-zekası-pratikliği ...
Hatta olması gerekenden fazla bile diyor gelişimi için .
Yani herşey yolunda !?! Çok olağan ve sıradan !...

Ama öyle gelmiyor bana işte...
Yazın ortasında,herşey yolunda gidiyor diye sevinirken,
o tombul bacakları ile tombul poposunu kaldırabiliyor (emekleme ve sıralama çabaları)
derken HOOPPP diyoruz hemen ! Bir aksilik var ki 9 aydır bırakmıyor peşimizi :(

Sürekli ağlıyor şimdilerde, kafası - avuçları - tabanları YANIYOR !!!
Dokundukça içim CIZ ediyor resmen ve elimden gelen sadece ; saatine göre ayarlayıp en az 3 gün ilaçlarını vermek :(

OFFFFFFFFF !
"ANLADIM Kİ AĞAÇLAR TOPRAĞA ACI VERDİKÇE BÜYÜYORLAR " !!!

( RABBİM SEN BANA SABIR, KIZIMA ACİL ŞİFALARINDAN VER !
EVİMİZE HIZIR (a.s)IN AFİYETLERİNİ GÖNDER ...
SEN BİZE YARDIM ET, SENDEN BAŞKA KİMİMİZ VAR Kİ !?! )

27 Aralık 2008 Cumartesi

0-6 Ay Bebek Önerileri


BU ARALAR BEBEĞİMİZİN ŞURUPLAR HARİCİNDE İĞNE TEDAVİSİ İLE DE SÜRDÜRDÜĞÜMÜZ HASTALIĞINDA ;ACABA GELİŞİMİNİ ENGELLER Mİ KAYGISI ÇOĞALDI BENDE , ( MALUM İLAÇ BU )...
HER İĞNESİNİ VURDURDUĞUMUZDA ( Kİ HEM SABAH HEM AKŞAM İĞNELERİ VAR ) BİZE KIZARAK BAKTIĞINI HATTA NE YAPSAKTA BİR MÜDDET KÜS KALDIĞIMIZI FARK EDİYORUZ
DAHA HASTANEDE SEDYEYE YATIRMADAN AĞLAMAYA BAŞLIYOR , ALGILAMASI HARİKA MAŞALLAH , ŞİMDİDEN BİLMEDİĞİ YOK NEREDEYSE HER GÜN BEBEK GELİŞİMLERİ İLE İLGİLİ YAPTIĞIM ARAŞTIRMALAR İLE BEBEK DOKTORLUĞU KATEGORİSİNE GİRMEYE ADAY OLACAĞIM YAKINDA =)
ALLAH'a ŞÜKÜR OLSUN Kİ ECE 'NİN TÜM GELİŞİMİ OLMASI GEREKTİĞİ GİBİ DEVAM EDİYOR , ŞU HASTALIĞI DA ATLATIRSAK İNŞALLAH HERŞEY YOLUNDA!!!
*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*
0-6 AYLIK BEBEKLER

Yakınındaki nesnelere, özellikle yüzlere çok dikkatli bakar, el ve ayak parmaklarını keşfeder ve kendini aynada tanır.
Duyduğu müziğin ritmine uyarak vücudunu hareket ettirir ve şarkı söylediğinizde ya da onunlakonuştuğunuzda cevap olarak bol bol mırıldanır.
Duygularını ve isteklerini ağlayarak, mırıltılarçıkartarak veya mimiklerle ve yüz ifadeleriyleanlatmaya çalışır.

*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*

Oyun Önerileri

Gözleri İçin Egzersiz Yapın: Yüzünüzü ya da elinize aldığınız bir oyuncağı bir yandan diğer yana doğru yavaşça hareket ettirin, böylece bebeğiniz onu gözleri ile takip etmeye çalışır.Yüz İfadelerini Yapın: Bebeğinizin yaptığı farklı yüz ifadelerini taklit edebilirsiniz, bu onun için farklı ve eğlenceli olacaktır.Duyurularını Uyarın: Bebeğinizin kavraması, sallaması, tutması ve hissetmesi için eline farklı nesneler verebilir ya da beş duyusunu (görme, duyma, koklama, işitme ve dokunma) geliştirmesi için farklı nesnelerden faydalanabilirsiniz.Sevgi Gösterin: Bebeğiniz uyarılmayı, teşvik edilmeyi çok mu seviyor yoksa o kadar ihtiyaç duymuyor gibi mi görünüyor? Üzgün, mutsuz bebekler daha fazla ilgi ve şefkata ya da duygularını annelerinin sevgi dolu kucaklarında ifade etmeye ihtiyaç duyabilir. Ona olan sevginizi her zaman hissettirin.Ce-e Oynayın: Bebeğinizi çok eğlendiren bu oyun, aynı zaman-da ona sizin bir yerlere gittikten sonra her zaman onun yanına döneceğinizi öğretir, bu da bebeğinizin kendini güvende hisset-mesini sağlar.

24 Aralık 2008 Çarşamba

Her Gün Hastalık ...


Aralık ayının neredeyse ilk günlerinden itibaren Ece 'de bulunan hastalık başlangıçları doktor gözetimi altında olmasına rağmen , sanırım bu aralar bulunan salgın hastalıklar nedeni ile her gün biraz daha ilerliyor ...
Dün benim de rahatsızlığım üzere tekrar doktora gittik ( zaten neredeyse Ece için her gün doktordayız =))
Bende yanaklarıma kadar inmiş sinüzit artışı bulundu ( tomografi ve röntgen çekilmeleri sonucu ) , doktorumuzun verdiği buğularla , haplar ve şuruplarla geçirmeye çalışacağım . Emzirme dönemim devam ettiği için malesef alınması gereken ilaçları alamıyorum , en hafif ilaçlarla atlatacağım inşallah ...
Ece'nin de prömokok (zatürre) ve 4 ay sonunda olması gereken karma aşılarını yaptırdık , muayene sonrası da bronşlarının tamamen dolu olduğunu duyduk doktorumuzdan , o'na da şuruplarımızı ve damlalarımız alıp geze geze eve geri döndük ...
Dün gece 39'u bulan ateşini düşürmek için yapmadığım kalmadı ,ateş ağrı yaptığı için sanırım ağlamaları da cabası oldu, hastayken de herşeye sinir oluyor sayın kraliçe ... Islak bezlerle vücudunu silerken çok mutluydu çünkü kıyafetsiz haline bayılıyor =)
Arada su içiriyorum ki idrarını bol bol yapsın ve vücudundaki hastalığı idrar ile de atsın ,hem ateşi de yükseldiğinde su yardımcısı oluyor , kızım da maşallah biberonlarını çok seviyor onlarla konuşarak avcunun içinde tutarak hem oyun hem yemek amaçlı içiyor ne verirsem



Bu arada bu güne kadar (4.üncü ayına kadar olan) kızıma çekmiş olduğum tüm fotoğrafları çıkarttım , tam 300 tane Kızımız ilkokul çağına geldiğinde odası sadece albümlerle dolu olacak sanırım =)


12 Aralık 2008 Cuma

Sevmedik Bu Bayramı =((

Bu bayram ece'ye hiç iyi gelmedi ... Her zamanki gibi bayramda yenibosnadaydık ve hava da çok soğuktu o gün ... Her ne kadar seri hareketlerle ece'yi dışarıda fazla tutmamaya çalışsakta , malesef şifayı kaptık ...
Bayramın ikinci gününden itibaren hemen hemen her gün hastanedeyiz , öksürüklerimiz her gün biraz daha çoğalıyor , burnumuz tıkalı , hareketlerimiz yavaşladı , sesimiz kısık vs...
Anlaşılacağı gibi bu bayramı hiç sevmedik . Allah'tan iştahımız yerinde de şuruplarımızı çekinmeden içirebiliyorum , yoksa halimiz nice ...
Canım benim sesi o kadar az çıkıyor ki öksürmekten , auuu 'larımızı bile zorlukla söylüyoruz çok sıkışıncada dudaklarımızla buuu yapıyoruz ( tükürük çıkararak )
Bu hastalık ece'de huy değişimine de neden oldu , ufacık bebek herşeye sinirleniyor , 20 dakika uyuyor (o da ayakta sürekli sallanırsa ) , gülerken sesi titriyor , oyuncaklarına bağırıyor =) ...Hareketlerimiz de çoğaldı bu ay bacağımızı kaldırıp kendimizi çekyattan yere atmaya çalışıyoruz , dolayısıyla oyun minderimizde yatıyoruz artık , yatmayı da sevmiyoruz hemen oturmaya çalışıyor , kendini sıktığı için de emdiğini kusuyor hemen ... Bu aralar çok zor ...
Hiç sevmedik bu bayramı


1 Ekim 2008 Çarşamba

Göz Nezle'lim :)


Bu sabah kalktığımızda bebeğimin sağ gözünde (tatarlıktan kaynaklanmayan ) küçülme olduğunu farkettim... Hemen ılık çay sürerek yaş akmasını engelledim , aldığımız ilaçlarla da sulu gözlülükten kurtardım bebeğimi =)
Şahsen ne yaparsak yapalım onun ağlamaları meşhur oldu artık !!!